YÖNETİCİ | Buyuk bir sirketin ust duzey yoneticilerinden biri bir gun New York uzerinde balonla dolasmaya cikar. Aksilik bu ya, pusulasini asagiya dusurur ve kaybolur. Inmek icin uygun bir yer ararken bir gokdelenin tepesinde sigara icen bir adam gorur ve alcalir. “Pardon. Ben neredeyim acaba?” diye sorar. “Yerden 500 feet yukseklikte bir balonun icindesin” der adam. Yonetici sinirlenir: “Sen muhendissin degil mi?” diye sorar. “Evet.” der adam. “Nereden bildin?” “Cunku basim belada ve sana bir soru soruyorum. Verdigin cevap 100% dogru fakat hic bir isime yaramiyor.” Asagidaki adam sorar bu sefer: “Sen de yoneticisin degil mi?” “Evet sen nereden bildin?” “Cunku yerden 500 feet yukseklikte bir balonun icinde kaybolmussun. Pusulan yok, berbat durumdasin. Fakat bu simdi benim sucum oldu.”
|
KÖR ADAM | Kör adam bir gün bir tane eğitimli köpek alır ve hemen çarşıya gezmeye çıkar. Trafik ışıklarının oraya geldiklerinde köpek durur.Fakat yeşil ışık yandığında karşıya geçmez.Bu böyle 4-5 ışık devam eder,köpek karşıya geçmediği gibi birde adamın bacağına işer. Bunun üstüne kör çıkarıp köpeğe bir tane bisküvi verir. Çevrede bulunanlar da meraklı gözlerle kör adamı ve köpeğini seyrederler.Son olaydan sonra içlerinden birisi dayanamayıp körün yanına yaklaşır ve: – Kardeşim senin köpek yeşil ışık yandığı halde geçmedi,birde bacağına işedi üstüne üstlük birde sen kalkmış bu köpeğe bisküvi veriyorsun der. Körde şu cevabı verir: – Ben onun ağzını tespit ediyorum, kıçına vuracağım…
|
HAYIR SEVMEZ AVUKAT | Şehrin hayırsever vakıflarından birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bagışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu: “-Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500 000 dolar, ancak bu güne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?” Avukat bir süre düşündü, sonra: “-Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi?” Görevli utandı: “-Şey, hayır.” “-Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkum olduğunu?” Görevli utancından kıpkırmızı kesilmiş bir halde özür dilemeye çalışırken avukat onun sözünü kesti: “-Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?” Görevli yerin dibine geçmişti, sadece, “-Hayır, hiç bir bilgim yoktu …” diye mırıldanabildi. Avukat bir kez daha onun sözünü keserek devam etti: “-Pekala, ben onlara zerre miktar para vermezken size niçin vereyim?”
|
KORSAN | Bir liman barinda bir denizci ve bir korsan sohbet etmekte ve karsilikli maceralarini anlatmaktadirlar. Korsanin tahta bacagini, elindeki kancayi ve bir gözünü kapatan bandi farkeden denizci sorar: “Eee,bacagini nasil kaybettin?” Korsan anlatir: “Denzin ortasinda firtinaya yakalanmistik. Dev bir dalga beni güverteden aldi götürdü. Adamlarim beni gemiye çekerken bir grup köpek baligi ortaya çikti ve aralarindan biri bacagimi kopariverdi..” “Korkunç…” diye sizlanir denizci “peki o kanca nedir?” “Aaa…,” diye devam eder korsan, “bir ticaret gemisine borda etmistik, tabancalar patliyordu, kiliçlar sakirdiyordu. O kargasada elim koptu gitti… kimin yaptigini göremedim bile..” “Aman Tanrim.. dehset verici bir sey bu…. peki gözünün üstündeki bant nedir?” “Bir marti geldi ve gözümün üstüne pisledi…” diye cevap verir korsan. “Yani gözünü bir kus pisligi mi kör etti demek istiyorsun?” diye merakla sorar denizci.. “ama nasil olur?” Korsan gayet sakin anlatir: “Kancayi taktiklari ilk gündü, tamam mi?”
|
ATMAMASI LAZIM | Adam doktora gitmiş, “Doktor Bey, kalbim çok hızlı atıyor.” Doktor; “Atmaması lazım” demiş. Bunun üzerine adam koşa koşa eczaneye gidip “Sizde Atmaması var mi?” diye sormuş. Eczacı: “Atmaması bizde olmaz, karşıdaki veterinere soracaksınız.” Bunun üzerine adam veterinerden 5 kutu Atmaması alıp beş ay kullanmış. Sonuç süper. beş ay sonra şikayeti yeniden başlamış. Veterinere gidip Atmaması istemiş. Veteriner: “Maalesef bizde de kalmadı” demiş. Bunun üzerine adam panik halinde doktora giderek “Doktor Bey, at maması bitmiş” diye yakınmış. Doktor cevap vermiş: “Bitmemesi lazım”..
|
HAVA YASTIGI | Kari koca 100 km hizla arabada gidiyorlarmis.. arabayi adam kullaniyormus ve karisi birden; – “Hayatim…” demis.. “seninle 15 yil boyunca guzel bir beraberlik yasadik… ama artik ben bosanmak istiyorum” Adam birsey soylememis..bu arada hizi 105’e cikarmis.. derken karisi “neden diye soracagini biliyorum..” demis.. “bunu nasil soyleyecegimi bilemiyorum ama arkadasin Joe ile birkac aydir beraber oluyoruz.. ve uzgunum ama yatakta o senden daha iyi…” Adam yine hicbirsey soylememeye devam ederek hizi 110’a cikarmis… kadin devam etmis.. “Evi ben istiyorum…” Artik 120’le gidiyorlarmis.. adam hicbirsey soylemiyormus.. kadin “ayrica..”demis… “butun çeklerini,kredi kartlarini,arabayi da istiyorum…” Ve adam hizi 130’a cikartmis… hala birsey soylemiyormus… kadin sormus: “Hicbirsey soylemeyecek misin?” “Sen hicbirsey istemiyor musun?”. Adam 140’a cikmis ve cevaplamis: “Hayir..ben ihtiyacim olan herseye sahibim….” Kadin sasirmis.. ? “Oyle mi?” “Nedir o????” Ve araba karsidaki duvara 150 km. Hizla carpmadan once adam cevap vermis: “AIRBAG BENDE!”
|
KÖR PILOT | Yolcular uçagin yaninda otobüsten inmisler…Bavullarini gösteriyorlar. Birbakmislar uçak sirketinin minibüsü yanlarinda durmusiçinden kaptanpilotla, yardimci pilot inmisler… Yolcular fena halde sasirmislar… Nasil sasirmasinlar… Kaptan pilotun elinde bir beyaz baston. Kolunda üçnoktali bant, yardimci pilotun elinde bir köpek tasmasi…Tasmanin ucunda birköpek… Saga sola çarparak öyle ilerliyorlar uçaga… “Sakaherhalde” demisyolcular, dolusmuslar uçaga… Uçak pistte hizla ilerlemeyebaslamis. Yolcularin gözleri camda. Uçak hizlanmis… Yolcular endiselenmeye baslamislar… Uçak daha hizlanmis. Pistin sonu hizla yaklasmaya baslamis… Uçak iyicehizlanmis… Bazi yolcular paniklemis dua etmeye baslamislar. Uçak son hiza ulasmis.Bu arada pistin sonuna da ulasmis. 10 metre sonra betonun bitip çimlerin basladigini gören yolcular dehset içinde çigligi basmislar… Tam o andada kaptan pilot levyeyi sonuna kadar çekmis… Uçak tam pist biterken tekerleklerini yerden kesmis, havalanmis. Kaptan pilot arkasina yaslanmis. Derin bir nefes almis ve yardimci pilota dönmüs: Biliyor musun? demis Bir gün çiglik atmayacaklar ve hepimiz ölecegiz…
|
Türkün aklini seveyim | Güney’de bir turistik lokanta, yemek listesine yemeklerin Türkçe adlarini, karsisina da Ingilizcelerini koymus. Manti’nin Ingilizcesi olarak da “Logi” geçiyormus. Ingilizcede böyle bir sözcük mevcut degil. Peki nasil icad edilmis. Arastirmis ve bulmuslar: “Logic” Ingilizcede “mantik” demek. Son harfini atmislar, olmus “manti…”
|
Teminat | Çok şık giyimli adamin biri New York sehrinin en iyi bankalarindan birine girer.Sirasini bekledikten sonra musteri temsilcisinin onundeki koltuga oturur ve utangac bir eda ile “Cok acele 5,000 dolara 3 haftaligina ihtiyacim var,bunu sizden hemen temin edebilir miyim diye sorar ?” Musteri temsilcisi adamin giyiminden ve konusmasindan cok etkilenmesine ragmen, kendi bankalari ile daha once hic calisip calismadigi veya herhangi bir referansi olup, olmadigi gibi beylik sorularini,ezberletildigi sekilde sorar. Adam, bunun uzerine kibarca ve ezilerek bunlarin aslinda hepsini kendisine temin edebilecegini, fakat cok acelesinin oldugunu ve musteri temsilcisinin temkinli yaklasiminida gayet anlayisla karsiladigini anlatir ve sorar”Benim aklima bir cozum yolu geliyor ; kapinizin onunde 200,000 dolar degerinde Rolls Royce arabam var, bunu size teminat olarak birakayim, 3 hafta sonra 5,000 dolari ve faizini odedikten sonra arabami geri alirim, boyle bir cozum sizce uygun mu?” Musteri temsilcisi bunu hemen sevincle kabul eder, adamin Rolls Royce bankanin garajina park edilir ve adam arzu ettigi 5,000 dolari alip gider. Adam 3 hafta sonra yine ayni musteri temsilcisinin onune gelir, borc aldigi 5,000 dolari ve 3 haftalik sure icin tahakkuk eden 15 dolar 42 cent faizi oder. Musteri tam Rolls Royce si ile bankanin onunden ayrilirken musteri temsilcisi biraz utanarak : “Kusura bakmayin ama, sizin gibi bir beyefendi nasil olurda kredi karti ile cekebilecegi 5,000 dolar icin 200,000dolar degerindeki Rolls Royce arabasini rehin birakip 5,000 dolar kredi alir?”diye sorar. Bunun uzerine musteri “Peki siz New York da Rolls Roycesumun basina bir sey gelmeyeceginden bu kadar emin oldugunuz ve 3 haftalik park ucretinin15 dolar 42 cent tuttugu baska bir park yeri biliyormusunuz?” sorusuyla cevap verir.
|
MÜHENDISLER VE ISLETMECILER | Uc isletmeci ve uc muhendisin is icabi trenle bir seyahate cikmalari
gerekir. Tren garina giderler. Uc isletmeci 3 bilet aldigi halde muhendisler tek bilet alir. Isletmeciler bunun sebebini sorduklarinda muhendisler, “bekleyin ve gorun,” derler.
Trene binerler ve tren hareket ettikten bir sure sonra uc muhendis kalkip hep beraber trenin tuvaletine girerler. Biraz sonra konduktor gelir ve uc isletmeciden uc bileti alir. Tuvaletin onunden gecerken kapiyi tiklatip, “bilet lutfen,” der. Kapi acilir ve bir el bileti uzatir. Isletmeciler bunu gorurler. Taktigi kapmislardir.
Donus yolculugu icin yine gara giderler. Isletmeciler bu sefer tek bilet almislardir. Muhendisler ise hic bilet almaz. Isletmeciler yine sasirip sebebini sorduklarinda muhendisler yine bekleyip gormelerini soylerler.
Bir sure sonra yolculuk baslar. Once isletmeciler kalkip bir tuvalete girer. Ardindan da muhendisler karsisindaki tuvalete. Konduktorun gelmesine yakin bir muhendis cikip karsi kapiyi tiklar ve “bilet lutfen,” der. Acilan kapidan bir el bileti uzatir. Bileti alan muhendis diger tuvalete geri girer!..
|
ARABALAR VE BILGISAYARLAR | Bill Gates Comdex bilgisayar fuarinda bilgisayar sanayiini otomobil
sanayii ile karsilastirmis ve su gorusu bildirmis: “General Motors (GM) teknolojiyi bilgisayar endustrisi kadar verimli kullansaydi bugun hepimiz 25 dolarlik arabalar satin alirdik ve her galon benzinle 1000 mil yapardik” Buna cevap olarak General Motors (Mr. Welch sahsen) soyle bir basin bildirisi yapmis: GM, Microsoft (MS) gibi bir teknoloji gelistirmis olsaydi, bugun hepimiz soyle ozellikleri olan arabalar kullanacaktik: 1) Arabaniz belli olmayan sebeplerden dolayi gunde iki adet kaza yapardi. 2) Sokak cizgileri yeniden cizildiginde herkesin yeni bir araba almasi gerekirdi. 3) Arabalar otobanda anlasilamayan nedenlerden oturu stop ederdi. herkes bunu kabullenirdi, motoru yeniden calistirir, yoluna oyle devam ederdi. 4) Bazi manevralar yaparken (mesela sola viiraja girerken) araba stop ederdi ve mars basmazdi. O zaman motorun yeniden monte edilmesi gerekirdi. 5) Arabada ancak tek basina oturabilirdiniz. Ya da Oto95 veya OtoNT alirdiniz ancak o zaman her koltugun parasini odemeniz gerekirdi.
6) Macintosh gunes enerjisiyle calisan, guvenilir olan, bes kat hizli ve iki kat guvenilir arabalar uretir ancak yollarin %5’ni kullanirdi. 7) Yag gostergesi, isi ve aku ikaz lambalari yerine “genel araba arizasi” isigi olurdu. 8) Yeni koltuklar, herkesin nazik yerlerinin ayni ebatta olmasini sart kosardi. 9) Airbag sistemi devreye girmeden once “emin misiniz?” diye sorardi. 10) Araba belirsiz nedenlerden dolayi kilitlenirdi. Ancak kapi kolunu cekerken anahtari cevirirseniz ama ayni zamanda radyo antenini tutarsaniz tekrar calisacakti. 11) GM sizi istemeseniz de, ihtiyaciniz olmasa da, Rand-McNally’nin (GM kardes firmasi) deluxe bir kart setiyle almaya zorlayacakti. Bu secenegi kabul etmezseniz araba %50 (veya daha fazla) yavaslayacakti. Bu sebepten GM mahkemeye dusecekti. 12) GM tarafindan yeni bir model uretildiginde soforler araba kullanmayi bastan ogrenmek zorunda olacakti cunku pedallarin hic biri eski modellerdeki gibi calismayacakti. 13) Motoru durdurmak icin “BASLAT” dugmesine basmaniz gerekecekti.
|
BENIM BEN | Genc cocuk son model Porsche’si ile yolda ilerlerken kirmizi isikta durur.
Tam o sirada arkadan gelen bir kamyon buyuk gurultu ile arabaya carpar. Ikisi de inerler bakarlar ki arabanin arkasi hasat. Kamyonun soforu gencin ayaklarina kapanir: “Abicim sen beni affet. Ben 30 yil calissam bunu odeyemem. Sen su kardesini affet” der. Cocuk bakar ki adamin hakkaten hali vakti pek yerinde degil. Adami affeder ve arabasina binip yoluna devam eder. Cocuk iki, uc isik sonra tekrar durur. Derken yine buyuk bir gurultuyle arabasina arkadan carparlar. Cocuk arabadan iner bir de bakar ki yine ayni kamyon soforu arabasina vurmustur. Ancak bu sefer sofor kamyondan disari cikmadan sadece kafasini pencereden uzatir ve: “Abi benim ben. Devam et!”
|
YOLUNACAK KAZ | Cok soguk bir kis gunu padisah, tebdil’i kiyafet gezmeye karar vermis.
Yanina basvezirini alip yola cikmis. Bir dere kenarinda calisan yasli bir adam gormusler.. Adam elindeki derileri suya sokup, doverek tabakliyormus. Padisah ihtiyari selamlamis. ” Selamunaleykum ey pir’i fani…” ” Aleykumselam ey serdar’i cihan…” Padisah sormus. ” Altilarda ne yaptin ?” ” Altiya alti katmayinca, otuz ikiye yetmiyor…” Padisah gene sormus. ” Geceleri kalkmadin mi ?” ” Kalktik…Lakin, ellere yaradi…” Padisah gulmus. ” Bir kaz gondersem yolar misin ?” ” Hem de ciyaklatmadan…” Padisahla basvezir adamin yanindan ayrilip yola koyulmuslar. Padisah basvezire donmus, ” Ne konustugumuzu anladin mi ?” ” Hayir padisahim…” Padisah sinirlenmis. ” Bu aksama kadar ne konustugumuzu anlamazsan kelleni alirim.” Korkuya kapilan basvezir, padisahi saraya biraktiktan sonra telasla dere kenarina donmus. Bakmis adam hala orada calisiyor. Sormus, ” Ne konustunuz siz padisahla…” Adam, basveziri soyle bir suzmus… ” Kusura bakma. Bedava soyleyemem. Ver bir yuz altin soyleyeyim.” Basvezir, yuz altin vermis. ” Sen padisahi, serdar’i cihan, diye selamladin..Nereden anladin padisah oldugunu ?” ” Ben dericiyim…Onun sirtindaki kurku padisahtan baskasi giyemezdi.” Vezir kafasini kasimis… ” Peki, altilara alti katmayinca, otuz ikiye yetmiyor ne demek ?” Adam, bu soruya cevap vermek icin de bir yuz altin daha almis. ” Padisah, alti aylik yaz doneminde calismadin mi ki, kis gunu calisiyorsun, diye sordu…Ben de, yalnizca alti ay yaz degil, alti ay da kis boyu calismazsak, yemek bulamiyoruz dedim.” Vezir bir soru daha sormus, ” Geceleri kalkmadin mi ne demek ?” Adam bir yuz altin daha almis. ” Cocuklarin yok mu diye sordu. Var, ama hepsi kiz. Evlendiler, baskasina yaradilar, dedim” Vezir gene kafasini sallamis. ” Bir de kaz gonderirsem dedi, o ne demek ?” Adam gulmus… ” Onu da sen bul…”
|
YESILCAM’DA DOGUS KURALLARI | – Kavga sahnelerinde, eger ortalikta bir havuz
gorunuyorsa, grup ne kadar kalabalik olursa olsun, kavga butun kotu adamlar havuza atilana kadar surer… – Havuzun gercekten de kotu adamlar uzerinde nihai bir etkisi vardir. Havuz yakininda kalabalik bir dogus cereyan ettiginde, kotu adamlar kahramanimiz tarafindan defalarca yere serilseler bile kalkip yeniden saldirirlar. Ancak havuza atilan asla havuzdan cikip tekrar saldirmaz. – Tabancali catismalarda kurtulmak icin fotr sapka giymek yeterlidir. Bu kesin bir tabudur: Fotr sapka takan birinin, sapkasi vurulur… (Ancak sapka vurulduktan sonra, eger yeniden ates edilmeden once alip basina takamazsa, artik hayati tehlikededir.) – Ormanda dogus sahnelerinde, polis tam iyi adam kotu adamlarin hepsini alt eder etmez gelir. Kahramanimiz son yumrugu atinca, birden bire orman yolunun ortasinda arka arkaya dizili iki ya da uc polis arabasi belirir. – Polis baskinlarinda, kac polis arabasi olursa olsun, hepsinin kapilari ayni anda acilir. Ondeki arabadan iki tane pardesulu ve fotr sapkali sivil polisle iki tane uniformali polis, arkadaki araba ya da arabalardan da dorder tane uniformali polis cikar… – Silahli catisma sahnelerinde, en kotu yer tavandir. Tavanlarda kotu adamlar durur ve hepsi tek tek vurulup asagiya duser. (Kotu sonla bitecek bir filmse ve kahramanimiz olecekse bile, yerdeki adamlardan biri tara- findan vurulur.) – Tavandaki adamin yapabilecegi en kotu sey, ar- kasi donuk olan kahramanimiza nisan almaktir. Cunku tam o anda, kahramanimizin arkadasi tarafindan vurulur. – Eger kotu adamin elinde bastan bicak varsa korkuya gerek yoktur. Cunku bu durumda, kahra- manimiz kolunu bukerek bicagi elinden dusurur. Ancak elinde bicak gorunmeyen adamlar tehlike- lidir, cunku son anda cikarip esas kiz ya da esas oglanin karnina saplayabilir. – Yerde kum varsa, kotu adam ne yapar eder bir avuc alip kahramanimizin gozune atar… – Kalabalik kavgalarda filmin kanramanini yenme- nin en pratik yolu, kafasina bir cuval gecirip cuvalin etrafini urganla sarip, dort bir yan- dan sopayla vurmaktir.
|
UCAK KAZASI | Uçakta bes kisi varmis. Pilot, Michael Jordan, Bill Gates, Dalai Lama ve bir hippi. Oldukça yüksek bir irtifada uçarlarken, uçagin motorlar birdenbire bozulmus ve ucak hizla düsmeye baslamis. Pilot büyük bir telasla yolcularin yanina gelmis. “Beyler” demis “biraz sonra yere çakilacagiz ve sadece dört tane parasükümüz var, biri bende!” deyip parasütü ile uçaktan atlamis. Michael Jordan hemen ayaga firlayarak “Beyler” demis “Biliyorsunuz ben dünyanin en büyük sporcusuyum ve dünyanin benim gibi insanlara ihtiyaci var” ve bir parasüt kapip uçaktan atlamis. Derken, Bill Gates de hemen ayaga firlamis “Beyler” demis “Biliyorsunuz ben de dünyanin en zeki adamiyim ve dünyanin benim gibi zeki insanlara ihtiyaci var” ve o da parasütlerden birini kapip atlamis. Dalai Lama ve hippi birbirlerine bakmislar. Dalai Lama “Evlat, ben oldukça verimli ve bereketli bir hayat yasadim, gerçek aydinligi buldum. Oysa senin önünde uzun ve güzel bir hayat var. Parasütü al ve atla, kendini kurtar” Hippi gülmüs: “Endiselenme dede, dünyanin en zeki adami az önce benim sirt çantamla atladi!” |
CASUS | Amerika ile eski SSCB arasindaki soguk savasin en hareketli yillari…
Amerika, Rusya’dan istihbarat almak icin oraya bir gizli ajan gondermeye karar veriyor. Ajan icin yuzlerce aday arasindan en iyi ozelliklere sahip bir tanesi seciliyor.
Ajan yapilan tum testlerden mukemmel sonuclar aliyor, Ruscasi mukemmel, hatta yerel $iveleri dahi cok iyi derecede konusabiliyor, her turlu silahi basariyla kullanabiliyor, diplomatik yetenekleri olaganustu…
Secilen ajan haftalar suren cok zorlu egitimlere tabi tutuluyor ve goreve hazirlaniyor.
En sonunda gorev zamani geliyor ve ajan, Rus Hava sahasina gece gizlice giren kucuk bir ucaktan parasutle atlayarak gorevin oldugu sehire yakin koylerden birinin civarina birakiliyor. Yere basariyla ve sessizce inen ajan parasut ve yanindaki diger donanimi kamufle ediyor ve yaninda getirdigi yerel giysileri giyerek civar koye dogru yola cikiyor.
Sabaha karsi havanin aydinlanmasiyla koye yaklasan ajan, tarlasina gitmek icin yola cikan bir koyluye rastliyor ve ona yanasarak yerel aksanla ve mukkemmel bir rusca ile gidecegi sehre nasil vasita bulabilecegini soruyor. Koylü cevap veriyor: – Amerikali misin?
$oka giren ve hayretler icinde kalan ajan cevap veriyor: – Onu da nereden cikardin?
Koylunun cevabi: – Bizim buralarda pek zenciye rastlanmaz da!
|
IYI INGILIZCE | “THIS JOB FINISHES IN THE BLACK ARM” (Bu is kara-kolda biter)
– A LOVE STORY – Ender was a very ripe boy. His father was a middle situationed man. He was from Middle-pole. To make his son read in good schools he made everything coming from his hand. He took everything to eye. Even he made his wife’s “it’s five-in-one-place”s read. His mother was a house woman. Every job used to come from her hand. In making food there was no one on her top. The taste of the observations she cooked used to stay on your palate. This woman made her hair brush for her son. When Ender became sick, she cried her two eyes two fountains. When Ender finished lise he wanted to be a tooth doctor, and he entered the university exams and won Tootherness School. In the school he knew to each other with Jale. When he saw her he said, “Oh! Jale are you using ABC also”. She said, “I can not see any difference”. Ender said, “Why more should you pay”. Thus Ender was hit to Jale in first look but Jale was not hit to him in the first look. But her blood boiled to him. A few weeks later they cooked the job and they gave lentil to the oven. Jale’s father was money-father. He turned the corner many years ago by making dreamy export. But Jale was not like her father. She was very low hearted girl. Her father was wanting to make her head-eye with his soldierness friend Abdullah bey’s son Abdurrahim. Abdurrahim finished first school and didn’t read later. He became rough uncle. He started to turn dirty jobs when he was a crazy blooded man. He was his mother’s eye. Reportedly said “HINK” fell from his father’s nose. So three under, five up he was like his father. When he saw Jale, he put eye to her. His inside went. His mouth watered. His eyes opened like fortune stone. He grinned dirty dirty. To be able to see Jale, Ender’s inside was eating his inside. Finally, together they went to a park. When they were wrinkling in the park, Abdurrahim saw them. First he pulled a deep inside. And thenhis eyes turned. He couldn’t catch himself. He wanted to send them to wooden village, but he collected himself. He felt that the basket weather was blowing for him. He decided to leave them head to head. At that moment the satan poked him. He fit to the satan, he pulled his gun and fired. However, a man passing stayed under lead rain and poor man went to who hit. He erected the horseshoes. In one moment, scarletish doomsday broke. The without mirrors came. They took all of them under eye. Jale’s inside was blood crying. The man died eye seeing seeing. And so, this job finished in the black arm.
|