KAZIN AYAGI
Timurlenk, Ankara Savasi’ndan sonra Sivri Hisar’a gelir. Oranin kazlari meshurdur. Nasreddin Hoca’yi getirtir. Ondan firinda pisirilmis bir kaz kizartmasini ister. Hoca kollari sivar. Semiz bir kaz bulur. Keser, yolar, tepsiye koyup firina yollar. Kizarttiktan sonra alir Timur’a gider. Hava çok soguktur. Hocanin karni da açtir. Tepsideki kaz kizartmasindan dumanlar çikar. Buram buram kokusu burnuna gelir. Hoca bir yutkunur, iki yutkunur, dayanamaz. Bir budu kopartip yer. Meger Timur da butlari severmis. Birini bulur. Afiyetle mideye indirir. ikincisini bulamaz. Hoca’yi çagirtir. “Nerede bu kazin diger budu?” diye sorar. Hoca hiç tereddüt etmeden bir yalan atar: “Bizim burada kazlar tek ayaklidir Sevketlim!” der. Timur kizar, “Haydi gidip görelim” der. Hocinin yalanini yüzüne vuracak, gereken cezayi da verecektir. Bir kupa arabasina binip Hoca’nin mahallesine giderler. Kis günlerinde kümes hayvanlari tek ayaklari üzerinde dururlar ya… Hoca kazlarin o anda öyle durduklarini görünce: “iste Sultanim! Demin söyledigim gibi… Bizim burada kazlar tek ayaklidir!” der. Tam o sirada yanlarindan bir davulcu geçiyormus. Timur ona kazlari ürkütmesini emreder. Davulcu, saskinliktan hayvanlarin üzerine tokmagini firlatir. Tabii kazlar iki ayakli olup kaçarlar. Timur Hoca’ya döner: “Bre Hoca sarigindan utanmaz misin? Huzurumuzda nasil yalan söylersin?” diye gürler. Hoca son derece piskindir. Hiç istifini bozmaz. Ve ona su cevabi verir: “Kizma Sultanim! O tokmagi sen yeseydin dört ayakli olurdun!..” der.